14 Mart 2015 Cumartesi

Ünal Aysal Galatasaray üzerinden para kazandı mı?

Ünal Aysal başkanlığı döneminde muhalefet, Aysal'ın geçmişte AIG hisselerini alarak Galatasaray üzerinden para kazandığını, bu parayı geri ödemesi gerektiğini gündeme getirdi. Aynı isimler hisse devrinde de 'Aysal Galatasaray'ı ele geçirmeye çalışıyor' diye eleştiride bulunarak Aysal'ın bu hisseleri satmasına neden olmuşlardı.

Hisselerin AIG'de bulunmasının neden problem çıkardığını hatırlamak için süreci kısaca anlatmamız gerekecek. Süren ve Cansun yönetimi Kasım 2000 tarihinde, futbol şubesine ait gelirlerin toplanıldığı, giderlere ortak olmayan Sportif A.Ş.'nin yaklaşık %21'ini AIG şirketine sattı. Kulüp bunun karşılığında 21 milyon dolar aldı. Bu anlaşma ile kulübün birkaç yıl içinde elde ettiği gelirin kat ve katını kaybettiğini bugün anlatmaya gerek yok. Bunu yeni bir yazıya saklayalım. 8 aylık Cansun dönemi sonrasında Mart 2002'de Özhan Canaydın başkanlığa seçildi. Canaydın, elde bulundurdukları pay nedeniyle yönetim kurulu toplantılarına katılma hakkı olan AIG yetkililerini artık bu toplantılara almayacağını açıkladı. Bunun nedeni, AIG temsilcilerinin %21'lik pay ve ellerindeki 'altın hisse' sayesinde her kararı veto etme yetkileri olmasıydı.

Bünyesinde birçok değerli iş adamı, hukukçu ve akademik insan barındıran kulüp nasıl bu kadar tek taraflı bir anlaşmaya onay vermişti? Bildiğim kadarıyla, ilgili kongrede sadece Oğuz İmregün anlaşmanın sorunlarına dikkat çekti ve herkesi uyardı. Tabii kimse dinlemedi ve dönemin 2.başkanı Cansun'un bile okumadığı anlaşmaya onay verildi.

AIG, yönetim toplantılarından atılınca, yetkilerini kullanmalarının engellendiği için kulübe dava açtı ve tazminat istedi. Davanın sonucu öngörülebilir olduğundan ve tahkimde muhtemelen çok daha yüksek cezalar geleceği için Canaydın yönetimi AIG ile Mart 2004'de bir sulh anlaşması imzaladı ve hisseleri 23,5 + 9 , toplamda 32,5 milyon dolar karşılığında geri almayı kabul etti. Kulübün imkanları bunu karşılamaya yeterli olmadığı ve her gün yeni bir haciz gelen kulübe hiç bir banka kredi açmadığı için mecburen kulüp üyelerine başvuruldu. Ancak üyeler arasında sadece Ünal Aysal kulübe kredi vermeyi kabul etti. Halbuki (bugün Aysal'ı eleştiren kişilerin de katılacağı) ortak bir konsoryum ile bir çok zengin üye, kulübe faizsiz kredi açabilirdi. Ama bunu kimse gündeme bile getirmedi. Kendi kaynaklarını kulübün yararına kullandırtmak, kulübün kaynaklarını başkalarının yararına kullandırtmak kadar kolay bir karar değil sonuçta.

Aysal, 2 yıl sonra geri ödenmesi şartıyla kulübe, şirketi Unit üzerinden 23,5 milyon dolar verdi. Kulüp bunun karşılığında Sportif A.Ş. sermayesinin %33,79 oranındaki payı rehin olarak bıraktı. Unit sağladığı kredi için faiz talep etmeyecek, ama rehin olarak tuttuğu hisseler için temettü alacaktı. Kulüp bu operasyonla daha önce Süren yönetiminin sattığı 'yönetim yetkisi olan hisseler'i (altın hisseleri) de kulübe geri kazandırmış oldu, çünkü bunlar Unit şirketiyle yapılan anlaşma kapsamında değildi.

Kulüp anlaşma bitiminde krediyi geri ödeyemeyeceğini bildirince (ve kulüp üyelerinden bazıları 'Aysal kulübü ele geçirmek istiyor' endişesini dile getirince), rehin tutulan hisselerin sermayenin %21,05’ine eşit olan bölümü (AIG’den alınan hisseler) kulübün onayıyla Nisan 2006’da satışa çıkarıldı. Bu satıştan yaklaşık 38,5 milyon dolar gelir elde edildi. Unit, verdiği krediyi (23,5 milyon dolar) geri alırken, kulüp 15 milyon dolar kar etti. Özetle kulüp hisseler geri alınırken AIG'ye ödemek zorunda kaldığı 9 milyon dolarlık cezayı bu satışla faiziyle geri almış oldu. Aysal/Unit ise başlangıçta verdiği anaparayı faizsiz geri aldı. Peki ya temettü konusu?


Unit/Aysal'ın %33,79 oranında hisseyi rehin aldığını, faiz yerine bu payların hak ettiği temettüyü alacağını söylemiştim. Unit grubunun hisseleri 2 yıl rehin tuttuğu için 2004 ve 2005 senesinde dağıtılan temettüden pay aldığını varsayarsak, Unit/Aysal'ın 2 yıl boyunca sağladığı 23,5 milyon dolarlık kaynak için toplamda 17,7 milyon dolar temettü aldığını düşünüyorum. Aksini iddia edenler bu rakamları ilgili verileri belgeleyerek düzeltebilirler. Peki Aysal bu parayı kulübe geri ödemeli mi? Bence hayır.

Kulüp isteseydi AIG'den hisseleri kendisi alabilir, bu temettülere ve hisselerin değer artışında kazanılacak artı değere sahip olabilirdi ama bu yapılmadı. Başka bir alıcı da çıkmadı. Bu süreçte bir sorun görünüyorsa bile kulübe karşı sorumlu olan o dönem yönetim dışında olan Aysal değil dönemin yönetim kuruludur. AIG'den geri alınan hisseler aynı dönem piyasada satılmış olsaydı o değere (23,5 milyon dolar) ulaşılamaz, satışın etkisiyle düşecek hisse değeriyle çok daha az bir gelir sağlanırdı. Ayrıca gelecekteki değer artışından ve temettülerden kulüp yine yararlanamayacaktı. Aysal hisseleri rehin olarak değil de satın almak istese (tabii altın hisseler olmadan) kulüp bunu zaten kabul etmeye hazırdı, Aysal bu yolla hem temettülerden hem de 2 yıl içinde 13 milyon dolar değer artışından yararlanabilirdi. Aysal 2006'da hisseleri piyasaya satmak yerine aynı fiyata  (38,5 milyon dolar) kendisi satın almış olsa, bu sefer kulüp içindeki 'kulübü ele geçirmeye çalışıyor' sesleri daha yüksek çıkmaya başlayacaktı. Bu yüzden ben Aysal'ın herhangi bir para geri ödemesi gerektiğini düşünmüyorum.

Kulübe para geri ödemesi gereken bir yönetim varsa bu ilk önce AIG sorununu ortaya çıkaran Süren yönetimi ve yetkisi olmamasına rağmen Ada'yı devreden ( Galatasaray Adası'nın kira geliri ne kadar olmalı?  ) Polat yönetimi olmamalı mı? Yukarıdaki sorunu ortaya çıkaran (genel kurul onayı ile) Süren. Genel kurul onayı bile olmadan kulübü zarara sokan ise Polat. Bu paralar tahsil edilebilirse daha güncel olaylar da incelemeye alınabilinir.