11 Aralık 2014 Perşembe

2014-2015 sezonunda 4 Büyüklerin kadro maliyetleri (toplam maliyet)

Daha önceki yazılarda ( Beşiktaş ile Trabzonspor'u , Galatasaray ile Fenerbahçe'yi karşılaştırmış ve İlk 11 maliyetlerine bakmıştık). Bu yazıda ilk 11'e giremeyen oyuncuların maliyetini ve takımların bonservis harcamalarını inceleyeceğiz.


İlk 11'de kullanamadığı oyunculara 28,5 milyon euro ödeme tahattüt eden Galatasaray bu gider karşılaştırmasında açık ara önde. Galatasaray'ın yedek kadrosunun maliyeti diğer 3 rakibinin ilk 11 maliyetinden daha fazla. İlk 11 maliyetlerinde olduğu gibi Beşiktaş ve Trabzonspor'un toplam maliyetleri ancak Fenerbahçe ve Galatasaray'ın tek başlarına sırtladıkları maliyetlere yaklaşıyor.


Galatasaray bu istatistikte de 59,3 milyon euro ile ön sırada. Onu Fenerbahçe 51 milyon euro ile takip ediyor. Trabzonspor ve Beşiktaş ise kadrolarını 29,5 milyon euro bütçe ile kurmuşlar.

Bunlar futbolcuların ve teknik heyetlerin garanti ücretleri, (tahmin edilen maç sayısına göre hesaplanan) maç başı primleri. Yani bu rakamlara bonservisler ve imza ücretleri dahil değil.



Fenerbahçe, yönetim kurulunca aldığı bir kararla KAP'a karşı bilgi yükümlülüğünü kısıtladı. Kısacası belirli bir maliyetin altında kalan transferleri artık KAPa bildirmek zorunda değil. Sınırlar yüksek belirlendiği için ne Caner Erkin ne de Diego transferlerinde imza paraları olup olmadığı kesinlik kazanmadı. Diego transferinde oyuncunun garanti ücretini şirket 'gönüllü' olarak KAPa bildirdi fakat Caner Erkin örneğinde bu bilgi de yayınlanmadı. SPK bugüne kadar bu bilgi saklama kararı karşısında sessiz kaldı, SPK'nın bu anlaşılmaz tutumunu gören diğer şirketler de yeni transfer dönemi öncesinde isterlerse bilgi verme zorunluluklarını kaldırabilirler.

Fenerbahçe'nin bu kararı dolayısıyla grafikte Fenerbahçe yer almıyor. Trabzonspor'un bu sezon başı 19,2 milyon euroluk maliyetle kendileri açısından önemli bir yatırım yaptıkları görünüyor. Beşiktaş da Demba Ba ve Gökhan Töre transferleri dolasıyla 15 milyon euro harcamış. Galatasaray ise yerli oyunculara yöneldiği için 12,6 milyon euroda kalmış.

Galatasaray bonservis ve imza paraları için geçen sezon hatırı sayılır para ayırmıştı;


Geçen sezon kış döneminde gelen transferlerle birlikte toplamda 46,5 milyon euro harcanılmış, Giden oyunculardan gelen gelirlerle birlikte maliyet (net) 43,7 milyon euro olmuştu. 2012-2013 sezonunda ise net olarak (giden oyunculardan gelen para düşüldüğünde) 33,2 milyon euro harcanılmış.

Beşiktaş biraz daha dikkatli hareket etmiş;


Geçen sezon net 12,3 milyon euro harcanılırken bu sezon başı net gider 15,3 milyon euro olmuş.


Trabzonspor geçen sezon 900 bin euro ile neredeyse denk bütçeyle hareket etse de bu sezon başı kadrosunu revize ettiği için 19,3 milyon euro harcamak zorunda kalmış.


Fenerbahçe geçen sezon transfer (bonservis+imza parası) için 25,1 milyon euro ayırmış. Bu yıl için elimizde kesin veriler olmasa bile tahmin ettiğim rakamlarla yaklaşık 3 milyon euro harcanıldığını düşünüyorum.

Toparlayacak olursak;


Karşılaştırmak için aşağıdaki grafik yardımcı olabilir;



Özellikle yıllardır borç sıkıntısından dert yanan Galatasaray'ın 2012-2013 sezonunda yapılan kadro revizyonundan sonra bile transfer giderlerinde herhangi bir kısıtlamaya gitmediği, tam tersine rakiplerine oranla çok daha fazla para harcadığı dikkat çekiyor.

7 Aralık 2014 Pazar

2014-2015 sezonunda BJKAS ve TSPOR kadrolarının maliyet karşılaştırması

Fenerbahçe ve Galatasaray kadro maliyetlerinin karşılaştırmasından sonra bugün Beşiktaş ve Trabzonspor'daki maliyetlere bakacağız. Bu iki kulübün futbolcu ücretleri bütçelerinin birbirlerine çok yakın olduğu dikkat çekiyor.



Diğer (FENER-GSRAY) tabloda olduğu gibi kadroların hem mevkilere göre (kale,defans, orta saha, forvet ve teknik heyet) hem de toplam maliyetlerini görmek mümkün. Kırmızı renkle işaretli Halilhodzic fakat fesh şartları açıklanmadığı için normal yıllık ücreti ile tabloda yer aldı. 

Holosko ve mavi renkte olanlar ise kiralanan ama maliyetlerinin bir bölümü bu kulüpler tarafından üstlenilen oyuncular. Holosko'nun kırmızı renkle işaretli olması sözleşmesinin son senesinde olmasıyla ilgili. İmza paraları bu tabloya dahil değil; maçbaşı ücretleri ve primler ise bütün sezonda (tahminen) oynayacakları maç sayısına göre hesaplanıp maliyetlere eklendi.

Toplamda Beşiktaş'ın yıllık kadro maliyeti 29,6 milyon euro civarında. İlk 11 maliyeti (16,7 milyon euro) bundan düşülürse yedek bekletilen ve kullanılmayan oyuncuların toplam maliyeti 12,9 milyon euro'yu buluyor.

Trabzonspor'da toplam kadro maliyeti 29,5 milyon euro. İlk 11 maliyeti 14,8 milyon euro ile Beşiktaş'tan biraz düşük fakat bunun sebebi Onur Kıvrak'ın sakatlığı. Onun iyileşmesi ve oynamaya başlaması ile ilk 11 maliyeti Beşiktaş'ın düzeyine gelecek. Yedek kalan ve kullanılamayan oyuncuların maliyeti ise 14,7 milyon euro civarında.




Toplamda bütçeler birbirine çok yakın fakat taktik dizilişlere göre Trabzonspor'un kale ve defans için, Beşiktaş'ın ise orta saha ve özellikle forvet hattı için daha fazla bütçe ayırdığı görünüyor.

6 Aralık 2014 Cumartesi

2014-2015 sezonunda FENER ve GSRAY kadrolarının maliyet karşılaştırması

Bir önceki yazıda İlk 11'lerin maliyetlerine bakmıştık. Bu yazıda Fenerbahçe ve Galatasaray kulüplerinin yıllık kadro maliyetlerine bakacağız. Beşiktaş ve Trabzonspor'u başka bir yazıda ele alacağım. Bütçe olarak Galatasaray-Fenerbahçe ikilisi ve Beşiktaş ile Trabzonspor kulüpleri birbirine yakın.




Tabloda kadroların hem mevkilere göre (kale,defans, orta saha, forvet ve teknik heyet) hem de toplam maliyetlerini görmek mümkün. Yeşil renkte olanların (ve İsmail Kartal'ın) ücretleri KAP'da açıklanmadığı için tahmini değerler kullanıldı. Kırmızı renkle işaretlenen oyuncular kadrodan ayrıldılar fakat fesh anlaşması açıklanmadığı için normal yıllık ücretleri ile tabloda yer aldılar. Mavi renkte olanlar ise kiralanan ama maliyetlerinin bir bölümü bu kulüpler tarafından üstlenilen oyuncular. İmza paraları bu tabloya dahil değil; maçbaşı ücretleri ve primler ise bütün sezonda (tahminen) oynayacakları maç sayısına göre hesaplanıp maliyetlere eklendi.

Toplamda Fenerbahçe'nin yıllık kadro maliyeti 51 milyon euro civarında. İlk 11 maliyeti (27,7 milyon euro) bundan düşülürse yedek bekletilen ve kullanılmayan oyuncuların toplam maliyeti 23,3 milyon euro'yu buluyor.

Galatasaray'da toplam kadro maliyeti 59,3 milyon euro. İlk 11 maliyeti 30,8 milyon euro hesaplandığında yedek kalan ve kullanılmayan oyuncuların maliyeti 28,5 milyon euro'ya ulaşıyor.




İki takımın mevkilere göre maliyetleri birbirleriyle karşılaştırıldığında Galatasaray'ın özellikle orta saha için daha fazla bütçe ayırdığı dikkat çekiyor. Tabii bazı oyuncuların birden fazla mevki için düşünülebileceğini ve takımların farklı taktik dizilişlere göre dizayn edildiğini unutmamak gerek.

2014-2015 sezonunda 4 Büyüklerin ilk 11 maliyetleri




Tablo tabii ki kişisel tahmin ve düşüncelerime göre oluşturduğum ilk 11'lere göre hazırlanmıştır. Trabzonspor'da kalede Onur Kıvrak sakatlığı nedeniyle yer almadı, aksi halde Trabzonspor'un ilk 11 maliyeti 2,5 milyon euro daha fazla olması gerekirdi.Fenerbahçe'de Caner Erkin'in bu sezonbaşı uzatılan sözleşmesinin şartları ve alacağı ücret açıklanmadığı için tahmin ettiğim yıllık maliyetini yazdım. Tablodaki rakamlar yıllık maliyeti gösteriyorlar. İmza ücretleri bu hesaba dahil değil. Maç başı primleri de sezon boyunca oyuncuların tahminen oynayacakları maç sayısına göre hesaplanıp garanti ücretlere eklendi. Olası başarı primleri ve özellikle Galatasaray'da oyuncuların sözleşmelerinde yer alan 'şu kadar maç ilk 11'de çıkarsa ayrıca şu kadar para alır' gibi şarta bağlı ek ücretler tahminen belirlenen maç sayılarına göre düzenlendi.

Bir sonraki yazıda tüm kadroyu ele alarak hesaplayacağımız yıllık maliyet rakamları ile ilk 11 ve toplam maliyet arasındaki farkı, yani başka bir deyişle ilk 11'e giremeyen oyuncuların hangi maliyete yol açtığını görebileceğiz.



7 Ekim 2014 Salı

2013-2014 sezonu sonunda GSRAY'ın finansal durumu, son 12 ayın finansal performansı - 2

GSRAY'ın 2013-2014 sezonu yıllık finansal raporları ile ilgili ilk yazıda ( 2013-2014 sezonu sonunda GSRAY'ın finansal durumu, son 12 ayın finansal performansı - 1  ) şirketin gelir gider dengesini incelemiş, dönem zararının nedenlerine bakmıştık. Bu yazıda şirketin yükümlülüklerini, borç yapısını ve verilen garantileri özetlemeye çalışacağız.

Dilerseniz banka kredilerinden başlayalım;


Görüleceği gibi geçmiş yıllarda yapılan zararlar genellikle banka kredileri ile karşılanmış ve dolasıyla banka kredileri her dönem biraz daha artmış. 31 Mayıs 2014 itibariyle banka kredilerinin toplamı 2 yıl öncesine göre 2 kat artmış durumda ve 347 milyon TL civarında. Bu kredilerin dağılımlarına bakarsak;


Rakam karmaşası gözünüzü korkutmasın. Sağ üst ve sol alt köşedeki rakamlar aynı tarihlere ait, bir önceki ve bir sonrakı yıllarla karşılaştırılabilmesi için tekrar görüntüledim. Tabloda gösterilmek istenen, kredilerin hangi kuruluşlardan temin edildiği, ne kadar olduğu, hangi faiz oranlarının kullanıldığı ve tabii ki hangi para birimi üzerinden takip edildiği. 31 Mayıs 2012 tarihine geri dönersek, toplam 172 milyon TL değerindeki kredilerin büyük çoğunluğunun (%83) dolar üzerınden takip edildiğini ve Denizbank'tan (ve 2012-2013 sezon sonuna kadar Denizbank önderliğindeki banka konsoryumundan) alındığını görüyoruz. Kredilerin geri kalan 29,2 milyon TL'lik bölümü ise yine Denizbank'tan Euro üzerinden alınmış. Faiz oranları %7,50 ile %8,50 arasında değişmiş.

1 yıl sonra 31 Mayıs 2013 itibariyle 11 milyon TL'lik 'küçük' kredilerin ödendiğini buna karşılık yine Denizbank (ve konsoryumdan) alınan kredilerle banka kredilerinin toplamda 50 milyon TL arttığını, 227 milyon TL'ye ulaştığını görüyoruz. Yeni kredilerin faiz oranı %6,00-%8 marjında tutulmuş, Yalnız burada hangi miktarın %6 faizle, hangi miktarın %8 faizle işletildiğini bilmediğimiz için faiz oranı toplamda düşürülmüş mü yoksa aynı mı kalmış kesin yorum yapamıyoruz.

31 Mayıs 2014 itibariyle banka konsoryumundan alınan kredi tamamen geri ödenmiş ve kapatılmış. Kreditör olarak Denizbank, Denizbank'a ait olan Deniz Faktoring, Fiba Faktoring ve Halk Faktoring görünüyorlar. Deniz Faktoring'i Denizbank'a sayarsak Denizbank'tan toplam 315,7 milyon TL değerinde kredi alınmış. Fiba ve Halk Faktoring'den alınan kredi değerinin toplamı 31,3 milyon TL. Daha önceki yıllarda döviz bazında krediler alınırken yeni krediler TL üzerinden alınmış. 205,7 milyon TL ile en büyük kredinin  (TL) faiz oranı %13,50 ila %16 arasında, Faktoring şirketlerinin (TL) kredi faiz oranları %16 ile %18 arasında. Yine Denizbank'tan alınan (eski kredilerin devamı) 70,8 milyon TL değerindeki dolar kredisinin faizi ise %7,50. Bütün kredilerin toplamı 347 milyon TL'yi buluyor. Bunun %69'u TL üzerinden takip edilen krediler. 347 milyon TL'ye ulaşan krediler için şirket ve kulübün verdiği temlik, rehin ve ipoteklere (TRİ) bakalım;


Tablo esasında kendi kendisini açıklıyor. Sağdaki küçük tabloda yeni alınan kredilerin temlikleri düşük oranda artırdığı, buna karşılık kulübün verdiği kefalet ve ipoteklerin büyük oranda arttığı görünüyor. Kulüp krediler için önceki yıllarda olduğu gibi Sportif A.Ş. hisselerinden %20 pay rehin vermiş durumda. Soldaki tabloda ise renk ayrımlarıyla hangi temlik, ipotek ve rehinlerin hangi kredi için verildiği gösteriliyor. Sadece kulübün Riva üzerine aldığı ipotek ile rehin verilen hisseler tek bir kredi için değil Denizbank ile yapılan genel kredi anlaşması kapsamında verilmiş garantiler. Sınıflandırma yaparken kolaylık sağlaması için bu değerleri en büyük krediyle ilişkilendirdim. Genel kredi anlaşmasına karşılık Riva üzerinde alınan 550 milyon TL'lik ipotek değerlendirme dışında tutulursa krediler için %100 ila %125 oranında temlik, ipotek ve rehin verildiği anlaşılıyor.

Şirketin yükümlülükleri sadece banka kredileri ile sınırlı değil. Gelecek ay ve yılların gelirleri de bir tür yükümlülüktür, çünkü geleceğin gelirlerini erkenden tahsil etmiş oluyorsunuz. Bu tür avanslar genellikle 'hizmet borcu'dur ve ödeme yapılmadan kapanır. Gelirin zamanından önce tahsil edilmesi gelecekteki nakit akışını eksiltir. Mesela sezonluk kombine biletleri veya sponsorluk avansları buna iyi birer örnek. Seyirci sezon başı bir bedel ödeyerek bütün sezon iç sahada oynanacak maçları izleme hakkını satın alır. Bu hizmet sezon içinde peyder pey gerçekleştiğinde yükümlülük azalacaktır ve gelir olarak kaydedilecektir fakat nakit akışı çoktan olmuştur. Aynı şekilde 2 yıllık sponsorluk anlaşmasında alınan avans 2 yıl boyunca bu şirketin reklamının yapılması ile 'ödenir'.


Görüneceği gibi 'hizmet borçları'nın büyük bölümü kombine, vip ve loca satışlarından kaynaklanıyor. Bunlardan şimdiye kadar 112,5 milyon TL nakit girişi sağlanmış. Sponsorluk, reklam ve isim hakkı gelirlerinden alınan avanslar 12,5 milyon TL değerinde. 'Alınan avanslar' bölümünde 'Tacirler Yatırım' ile ilgili 10,5 milyon TL var. Bu sponsorluk anlaşması iptal edildi.  ( Tacirler ile imzalanan reklam ve sponsorluk sözleşmesinin iptal edildi ) Yani bu avans geri ödenmek zorunda, 'hizmet borcu' tanımına artık girmiyor, Geçen sezon ile karşılaştırılırsa gelecek ay ve yıllara ait gelirler 86,5 milyon TL artmış. Bunun nedenlerinden biri muhtemelen bazı vip ve kombine koltuklarının finansman sağlamak adına GS Mağazacılık A.Ş.'ye 2014-2015 sezonu için peşinen satılmış olmasıdır. Bu devir işlemiyle gelecek sezona ait 33,5 milyon TL Şubat 2014'de tahsil edilmişti.Geleceğin gelirlerinin erken tahsil edilip nakit akışını sağlamakta kullanılması kısa vadede bir çözüm sunsa da gerekli önlemler alınmazsa gelecekte şirketin hareket alanını belirgin bir biçimde kısıtlayabilir.

Yükümlülüklerde dikkati çeken bir başka nokta da futbolculara olan borçlar;


Mayıs 2014 itibariyle transferler kaynaklı borçlar 83,5 milyon TL'yi aşmış durumda. Geçen sezon bu rakam 53 milyon TL, ondan önceki sezon da 30 milyon TL civarındaydı. Bu borç kalemi genellikle transferler nedeniyle diğer kulüplere olan borçları içeriyor. Futbolculara olan borçlar ise ayrı bir borç kaleminde. Bu borçlar da son 3 dönemde sürekli artmış. Mayıs 2012'de futbolcu ve teknik kadro borçları 38,5 milyon TL iken, Mayıs 2013'de 46 milyon TL'ye, Mayıs 2014'de ise 62,8 milyon TL'ye kadar yükselmiş.  Bu, Süper Lig'de mücadele eden bir çok Anadolu kulübünün yıllık kadro maliyetini aşabilecek bir rakam. Bu borcun sadece mevcut kadroda yer alan oyuncuları ve sadece 2013-2014 sezonunu kapsadığını varsayarsak, futbolculara yıllık gelirlerinin 3'te 2'sinin ödenmediği sonucuna varırız. Bu da kulüp için olumlu bir tablo değil. Bu tablodaki borçlar futbolcuların 31 Mayıs 2014 tarihine kadar olan hak edinimlerini kapsıyor, yani sözleşme sürelerinin tamamı bu hesaba dahil değil. Gelecek sezonlarda kazanacakları ücretler 'bilanço dışı yükümlülük' olarak takip ediliyor;


Bu tablo şirketin gelecek için hangi yükün altına girdiğini gösteriyor. Mayıs 2012 tablosu biraz daha yukarıya eklenmiş çünkü ilk satırdaki rakam 2012-2013 sezonu için geçerli. 2011-2012 sezon sonunda şirket gelecek 4 sezon için planlama yapmış ve toplam 138 milyon TL'lik yükümlülük altına girmeyi kabul etmiş. Bir sonraki sezon sonunda bu rakam 197 milyon TL'ye çıkarılmış. 2013-2014 sezon sonu itibariyle şirketin gelecek sezonlar için ödemeyi tahattüt ettiği miktar 391 milyon TL.Biir başka deyişle şu anki kadro (31 Mayıs 2014 sonrası yapılan transferler bu hesaba dahil değil) mevcut sözleşmeler ile devam eder, kulüp hiç bir yeni transfer yapmasa dahi gelecek 5 sezonda 391 milyon TL ödeyecek. Tabii sadece sözleşmesi biten futbolcular yerine transfer yapılmaması, kadronun hiç bir şekilde güçlendirilmemesi şartıyla. Yıllık kadro maliyeti benzer düzeyde olan FENER şirketi gelecek sezonlar için 238 milyon TL tahattüt etmiş durumda,

4 Ekim 2014 Cumartesi

2013-2014 sezonu sonunda GSRAY'ın finansal durumu, son 12 ayın finansal performansı - 1

GSRAY'ın finansal raporları UEFA tarafından verilen 'financial fair play' (FFP) cezaları ve kongre öncesi medyada yer alan haberler nedeniyle ayrı bir önem taşıyorlar. (  UEFA finansal fair play kuralı (FFP) ) Bu bağlamda çok da başarılı olunmamış bir sezon sonrası sözleşmeleri devam eden futbolcuların ücretlerinde yapılan zamları mantıklı bulduğumu iddia edemem ( Yazı; Burak Yılmaz, Selçuk İnan ve Fernando Muslera ile yapılan yeni sözleşmelerin Galatasaray'a maliyeti ),

İlk olarak satış gelirlerine bakabiliriz;


Yayın gelirlerinde aynı oranda bir artış FENER yıllık finansal raporlarında da dikkatimizi çekmişti. TFF ya kulüplere ödenen payı ya da yayın gelirlerini artırmış olmalı. Günlük stad hasılatında da 3'te bir oranında bir artış var. 'Reklam gelirleri' geçen yıla göre azalmış olsa da sponsorluk gelirlerindeki artış bu düşüşü karşılamış. Toplamda bu iki benzer gelir kalemi 5,5 milyon TL artmış. 'İsim hakkı gelirleri' GSRAY'da diğer sportif şirketlere göre çok yüksek. Bunun nedeni pek açık değil. Bu gelir kalemi şirket birleşmesinden itibaren her yıl %50 ila %100 oranı arasında artarken geçen sezon bu artış 'sadece' %17'de (42,4 milyon TL) kalmış. Yine de FENER'in 15 milyon TL'lik, BJKAS'nin 10 milyon TL'lik İsim hakkı gelirlerine nazaran büyük ve önemli bir gelir kalemi. Her ne kadar raporda bu gelirin 17,5 milyon TL'sinin kulüpten temin edildiği yazılsa da bütün sportif şirketlerde bu gelirlerin nereden kaynaklandığı daha net açıklanırsa karşılaştırmak (ve sportif şirketler arasındaki farkı anlamak) daha kolay olabilir. Diğer gelir kalemlerinde önemli bir değişiklik yok. UEFA Şampiyonlar Ligi'nden geçen sezon olduğu gibi bu sezon da yaklaşık 58 milyon TL gelir elde edilmiş. Toplamda 'Satış Gelirleri' 27 milyon TL artmış. Gelirlerden sonra bir de giderlere göz atalım;


Giderlerde ilk göze batan gelişme tabii ki futbolcu ücretlerindeki 40 milyon TL'lik, teknik kadro ücretlerinde ise 10 milyon TL'lik gider artışı. 2012-2013 sezonu sonunda 2 yıl üst üste şampiyon olmuş bir kadrodan bahsettiğimiz düşünülürse bu toplam 50 milyon TL'lik artışın ne kadar gerekli ve zaruri olduğu tartışılır. Kadro değeri arttığı için bu varlığın yıpranma payına işaret eden amortisman giderleri (bonservislerin yıllara dağılımı) %40 oranında artmış. Hem kadronun 'zenginleşmesi' hem de oyunculara sunulan imkanların artması dolasıyla futbol takımı ile ilgili diğer gider kalemleri (kamp, spor malzemeleri, sosyal, sağlık ve sigorta giderleri) geçen yıla göre toplam 10,5 milyon TL artmış. Taraftarlar da bu gelişmeye uyum sağlayıp TFF tarafından verilen cezaların %127 oranında artıp 3,8 milyon TL'ye ulaşmasında pay sahibi olmuşlar.

Giderler tablosunda 'diğer giderler' altında toplanan 13,5 milyon TLnin ne olduğu hakkında bir bilgi verilmemiş. Bonservis giderleri bu giderler içinde yer alıyor olabilir ama bonservis giderlerini ayrı bir gider kaleminde kaydeden FENER şirketinde de 'diğer giderler' altında 13,8 milyon TL muhasebeleştirilmişti. SPK bu gider kalemi hakkında daha fazla bilgiye gerek olup olmadığını bence tekrar tartışmaya açmalı. 'Diğer giderler'de pek bir bilgi elde edemesek de 'güvenlikçilerin' düşünüldüğü kadar kötü kazanmadıklarını öğreniyoruz. Zira 2013-2014 sezonunda 'güvenlik hizmetleri' için 4,4 milyon TL ödenmiş.

'Personel giderleri' dikkat çeken bir başka gider kalemi. Burada %65'lik artış söz konusu. Danışmanlık giderleri ile birleştirilirse geçen yıla göre 5,5 milyon TL fazla para harcanılmış. 'Satış Giderleri'nin toplamda geçen yıla göre 86 milyon TL arttığını görüyoruz.


Bu gelişmeler sonucu brüt zarar (futbolla ilgili olağan gelir giderler dengesi) geçen yıla göre 60 milyon TL yükselmiş. UEFA FFP kriterlerinin her geçen gün biraz daha önem kazandığı bir ortamda bu zarar artışı tehlikeli. Çünkü gelir gider dengesindeki farkı küçültmek, büyültmekten çok daha zordur.

Az önce artan personel giderlerinden bahsetmiştik. Danışmanlık ücretlerini de hesaba katarsak 'satışların maliyeti'nde bu sezon 18,5 milyon TL personel gideri olmuş. Bu rakam geçen yıl 12,7 milyon TL civarındaydı. 'Genel yönetim giderleri'ndeki personel ve danışmanlık giderlerini de bu hesaba eklersek 2013-2014 sezonunda toplam 32 milyon TL personel gideri yaşanmış. Geçen yıl bu rakam 21 milyon TL'de kalmıştı. Yani 11 milyon TL - %50 oranında artış sağlanmış.


Bu giderlere 'üst düzey yöneticilere sağlanan faydalar'daki %80 oranndaki artış da dahil. Üst düzey yöneticilerin şirkete maliyeti 4 milyon TL'yi bulmuş. Personel giderleri bu şekilde artmışken çalışan 'diğer' personel (yani futbolcu, teknik kadro, sağlık ekibi harici çalışanların) sayısı 280den 118e düşmüş. Ya şirket yönetimi personel sayısını azaltmaya çalışırken yüklü tazminatlar ödemek zorunda kaldı ve bu yıllık giderleri artırdı veya şirket maliyeti düşük ama sayısı fazla personel yerine az sayıda ama maliyetli personel tercih ediyor. İlk ihtımal gerçekse gelecek yıllarda (yeni yönetimler personel sayısını yine artırmaz ise) personel giderleri belirgin oranda düşecektir.


'Esas Faaliyetler'de kur farkından oluşan zararlar ve ayrılan karşılıklar bulunuyor. 'Ayrılan karşılıklar' altında Abdul Kader Keita transferi yüzünden Olimpic Lyon'a ödenmesi gereken 2,8 milyon TL var. Her ne kadar CAS'a başvurulmuş olunsa da FİFA nezdinde haksız bulunulduğu için bu karşılık ayrılmak zorunda kalınmış. Ayrıca Orduspor'dan Stancu transferi nedeniyle açık olan 6,1 milyon TL'lik alacak Orduspor'un finansal sıkıntıları yüzünden 'şüpheli alacak' olarak sınıflandırılıp karşılık giderlerine eklenmiş.

Bu son finansal raporlarda yeni bir bölüm açılmış; 'Yatırım faaliyetlerinden gelir ve giderler', Daha önce 'Esas faaliyetlerden diğer giderler' altında kaydedilen 'futbolcu satış karı/zararı' artık ayrı bir bölüm altında muhasebeleştiriliyor. 'Futbolcu satış zararı' nasıl oluşabilir? Bir örnekle açıklamaya çalışalım; Bir oyuncu 6 milyon TL bonservis ile transfer edilirse 'maddi olmayan duran varlıklar' 6 milyon TL değer kazanır. Anlaşma mesela 3 yıllık ise her geçen yıl 2 milyon TL 'amortisman giderleri' oluşur ve maddi olmayan duran varlıklar 2 milyon TL azalır. yani bir yıl sonra bu oyuncu bilançoda 4 milyon TL ile yer alır. Eğer oyuncu bu süre zarfında 4 milyon TL'nin altında bir bonservis ile transfer olursa aradaki fark 'futbolcu satış zararı' altında kaydedilir. Bir anlamda şirket 'futbolcu yatırımı'ndan zarar etmiş olur.

Şimdiye kadar konu ettiğimiz gelir ve giderlerde bir eksik dikkatinizi çekmiştir muhakkak; ürün satışları...Şirket ürün satışlarının yapıldığı GS Mağazacılık A.Ş.nin %50,10 oranındaki payını 90,2 milyon TLye kulübe sattı. Şirket artık 'hakim ortak' olmadığı için de ürün satışları gelir ve giderleri bilançolarda görünmüyor. Gelecekteki raporlarda 'sadece' GS Mağazacılık A.Ş.'nin özkaynaklarının değerlenip değerlenmediğini öğreneceğiz. GS Mağazacılık kar yaparsa GSRAY (GS Sportif A.Ş.) şirketi de pay oranına göre gelir kaydedebilecek..Satış bedeliyle net varlık değeri arasındaki fark şirketin gelir ve gider tablosunda 'bağlı ortaklık satış karı' altında kaydedilmiş ve dönem zararını 'hafifletmiş'.Zira bu satış işlemi olmasaydı dönem zararı 87 milyon TL daha yüksek olabilirdi.


'Esas faaliyet zararı' 141,4 milyon TL iken (geçen sezon 59,4 milyon TL'di), satış işlemi yardımıyla 'finansman öncesi faaliyet zararı' 55 milyon TL'de kalmış (geçen sezon 64,5 milyon TL). Finsansman giderlerinde ise tahsisli sermaye artırımı sonrası şirketin kulübe ödediği faiz giderinden kurtulduğu görünüyor. Yeni alınan krediler faiz giderlerini 12 milyon TL civarında artırmış.


Dövizin değer kazanmasının şirkete büyük zarar verdiği anlaşılıyor. Sadece finansman giderlerinde 30,5 milyon TL kur farkı zararı var. Esas faaliyetlerdeki 8,8 milyon TL'lik kur farkı gideri ile birlikte 39,3 milyon TL'lik kur farkı yönetimin zamanında alacağı bir önlem ile engellenebilirdi. Yönetim geç de olsa kredi yapısını kur riskine karşı düzenledi. Bunu bir sonraki yazıda ele alacağız.


Esas faaliyetler, yatırım faaliyetleri ve finansman faaliyetleri sonrası zarar 114 milyon TL'ye ulaşmış durumda (geçen sezon 110 milyon TL). 'Durdurulan faaliyetler' ile kastedilen ürün satışları. Geçen sezon ürün satışlarından 10,5 milyon kar elde edilmişken bu sezon 3,5 milyon TL zarar edilmiş. Bu gelir gider kalemi ürün satışları artık GSRAY kontrolünde olmadığı için olmayacak. Oradaki gelişmeler şirketin pay oranına göre 'Özkaynak yöntemiyle değerlenen yatırımlar' altında takip edilecek.

Şirketin 2013-2014 sezonundaki dönem zararı 117,5 milyon TL. Geçen yıl zarar 100 milyon TL civarındaydı. GS Mağazacılık'ın satışı ile 87 milyon TL kar sağlanmış olsa bile zarar 17,5 milyon TL artmış. 2013-2014 sezonunda gerçekleşen tahsisli sermaye artırımı ile kulübün şirkete dahil ettiği 172,5 milyon TL'lik fon gerçekleşen zarar yüzünden şirketin özkaynaklarının artıya geçmesine yetmemiş. Geçen sezon sonu eksi 70,5 milyon TL'de olan özkaynaklar, 172,5 milyon TL'lik fon girişi ile artı 102 milyon TL'ye ulaşsa da 2013-2014 yapılan 117,5 milyon TL'lik zarar özkaynakların tekrar eksi 15,5 milyon TL'ye düşmesini sağlamış.

Yazının ikinci bölümünde GSRAY şirketinin borç yapısını inceleyeceğiz.


24 Ağustos 2014 Pazar

2013-2014 sezonu sonunda FENER'in finansal durumu, son 12 ayın finansal performansı

Geçen ay gecikmeli olarak FENER'in (Fenerbahçe Futbol A.Ş.) 9 aylık raporlarıyla ilgili bir yazı yayınlamıştım ( Son raporlara göre FENER'in finansal durumu ve Fenerium devri (Şubat 2014) ). Bu yazımda 9 aylık raporlarda fazla detay yayınlanmadığından yakınmış, yıllık raporlarda daha detaylı bilgi beklediğimi belirtmiştim. Yıllık raporlar artık yayınlandığına göre yeni bilgilere ulaşmaya çalışabiliriz.

Bir önceki yazımda belirtmiştim ama önemli olduğunu düşündüğüm için bir bölümü tekrar alıntılamakta fayda var;
''Bilgi sakınma' sadece ara raporlarla sınırlı değil. Şirket birkaç hafta önce berlirli bir maliyetin altında kalan futbolcu transferlerini de artık KAP'a bildirmeyeceğini açıkladı. Alt sınır olarak belirlenen rakamlar şirketin futbolcu ücretlerini kamuoyundan saklama ihtiyacı hissettiğini gösteriyor (bonservis için 25,5 milyon TL, yıllık ücret için 13 milyon TL - konuyla ilgili yazı: FENER belirli bir maliyetin altında kalan transferleri artık KAPa bildirmeyecek ).  Bu bağlamda artık transferlerin maliyeti ile ilgili KAP'a yapılan bildirimler güvenilirliğini yitirdi. Elbette KAP'a bildirilen rakamlar yanlış olamaz (olsa bile düzeltilmek zorunda) ama verilen bilgi 'gönüllü' verildiği için eksik olabilir. Mesela Diego'nun transferinde KAP'da 'Oyuncuya sözleşme kapsamında garanti, maç başı ve primler dahil olmak üzere ödenecek yıllık ücret tutarı net 3.500.000 EUR' dur' bilgisi yayınlandı. Bu bildirim olası bir 'imza parası' konusunu açık bırakıyor. Aynı şekilde sözleşme kapsamında diğer detaylar da artık açıklanmak zorunda değil. SPK bu uygulamaya karşı şimdiye kadar birşey yapmadı. Eğer bundan sonra da bu 'bilgi sakınma'yı engellemek adına birşey yapmazsa diğer sportif şirketler de aynı yolu seçecek, bu şirketlerin en önemli gider kalemlerinde son yıllarda yaşadığımız 'şeffaflık' yok olacaktır.
Güncel FENER finansal raporlarındaki ana tema 'Fenerium devri'. 'Şirkete ait olan lisans hakkıyla elde edilen gelirin şirkete şişirilmiş bir değerlendirme raporuyla geri satılma' planı gerçekleşmiş gibi (bu konuyla ilgili detaylı yazı: Fenerium'un gelirleri kime ait ve piyasa degeri ne kadar? ) '
Fenerium devri ile ilgili yıllık raporlarda ne SPK'nın istediği 2 yeni bağımsız rapor hakkında ne de SPK'nın herhangi bir yaptırımı ile ilgili bir bilgi yok. Ancak 5 Aralık 2013'deki %80'lik pay devri sonrası kulübün şirketten tekrar bir miktar borç alıp bu borcu 30 Mayıs 2014 tarihinde (faaliyet raporunda yanlıışlıkla 2013 yazılmış) Fenerium hisselerinden %2,5 pay devri ile kapattığı anlaşılıyor. Böylece bu işlemle kulüp şirketten aldığı toplam 231 milyon TLlik borcu (bence) kendisine ait olmayan ve esasen bu değeri bulmayan bir varlık devri ile kapatmış oldu. Kulübün aynı yöntemle şirketten 49 milyon TL daha aktarma imkanı var, çünkü devredebileceği %17,5 oranında Fenerium hissesine sahip.


Fenerium devri ve değerlendirme raporu konusuna ileride mecburen tekrar değineceğiz ama ilk önce 2013-2014 sezonundaki gelir giderlere bir göz atalım;


Satış gelirlerinin bir önceki sezona göre 12 milyon TL düştüğü görünüyor. Bunun başlıca sebebi bu sezon olmayan UEFA katılım ve başarı primleri. Bu sezon UEFA kupalarına katılamayınca geçen yıl 31,7 milyon TL gelir elde edilen kalem 'sıfır'da kalmış. Bu da tabii ki toplam gelir düzeyine etki etmiş. UEFA katılımı ile ilgili gelirler ve her sezon değişken olabilecek bonservis gelirleri gözardı edilirse diğer kalemlerde toplam 27,2 milyon TLlik gelir artışı söz konusu. Yayın gelirlerinde 10 milyon TL, stad hasılatında 6,5 milyon TL, reklam ve sponsor gelirlerinde 6 milyon TL, ürün satışlarında ise 5,5 milyon TLlik gelir artışı var, fakat buna karşın İsim hakkı gelirleri 5 milyon TL azalmış.İsim haklarındaki gelir düşüşünün nedeni belirtilmemiş. Toplam satış gelirleri 309 milyon TL düzeyinde kalmış.


Bu grafikte belirtilmesi gereken bir konu var. Raporlarda ilk sayfalarda yer alan 'Kapsamlı gelir gider tablosu'nda 'satışların maliyeti' diye adlandırılan 'olağan' giderler (futbolcu ücretleri, bonservisler, stad bakım giderleri vs.) ayrı, 'pazarlama, satış ve dağıtım giderleri' ve 'genel yönetim giderleri' ise ayrı kalemler altında gösterilir. Yukarıdaki tabloda bu 3 gider kalemi birlikte gösteriliyor çünkü FENER yıllık raporlarının dipnotlarında da 3 kalem arasında belirgin bir ayrım yapılmamış. Diğer sportif şirketlerin giderleri ile karşılaştırma yapılmak istenilirse onlarda da 'pazarlama, satış ve dağıtım giderleri' ve 'genel yönetim giderleri'ni dikkate almak gerekir.

Futbolcu ve teknik kadro ücretleri geçen yıla göre %20 artmış. Kadro daha değerlendiği için amortisman giderleri de artmış durumda. Futbolcu menajerlerine son 2 yılda yaklaşık 19 milyon TL ödenmiş. Tesis ve stad kira giderlerindeki 4,5 milyon TLlik artış da ilginç. Tesis ve stad kira giderleri daha önce kulübe peşin ödendiği için bu artışın nedenini anlayamadım. Olağandışı, yani  beklenmedik bir masraf olmuş veya yeni bir yatırım yapılmış olmalı. 'Pazarlama ve promosyon giderleri' altında kaydedilen 7 milyon TL ne için harcanıldı tam olarak belli olmadığı için net bir yorum yapmak yanlış olur ama 7 milyon TL ve geçen yılın giderlerine göre %500lük artış dikkat çekiyor. Toplamda 385 milyon TLyi bulan satış, pazarlama ve genel yönetim giderleri geçen yıla göre 63,5 milyon TL artmış.


'Esas faaliyetler diğer gelir/giderler'de kur farkından oluşan kar/zarar ile 'konusu kalmayan karşılık' gelirleri var. 2012-2013 yılında 8 milyon TL 'konusu kalmayan karşılık' geliri (dava kaybedildiği için ödeme yapıldı, yani konu kapandı) hariç geçen sezon kur farkı yüzünden 4,7 milyon TL bu sezon ise 14 milyon TL zarar yapıldığı anlaşılıyor. Bu sezon kur farkı (mesela şirketin yabancı para üzerinden alacağı veya mevduatı) yüzünden 16 milyon TL kar yazılmış olmasaydı bu zarar daha yüksek olabilirdi. 

Finansal gelir ve giderlerde de kur farkı etki etmiş. Kur farkının bu kalemde etkisi geçen sezon yok denecek kadar azken bu sezon yabancı para üzerinden alınan kredi ve diğer finansal borçlanmalar arttığı için 16 milyon TL zarar kaydedilmek zorunda kalınmış. Fenerium devri yüzünden (kulübün şirkete borcu silindiği ve artık faiz işlemediği için) finansal gelir kaybı olmuş. Ayrıca yeni finansal borçlanmalar faiz giderini artırmış. 2012-2013 sezonunda finansal gelir ve giderlerde 1,5 milyon TL kar edilirken, bu sezon 32,5 milyon TL zarar edilmiş.


Dönem zararı geçen sezon 10,7 milyon TLde kalırken bu yıl 128 milyon TLye çıkmış. Bu gelir ve giderlerin genel durumu. Bir de futbol faaliyetleri ile mağazacılık bölümlerine göre ayrılmş gelir giderlere bakalım;




Futbol faaliyetlerindeki gelişmeleri daha önceki grafiklerde de yorumladık. Bu grafiğin daha çok mağazacılık bölümü ile ilgili olan kısmı ilginç. Mağazacılık bölümü 'faaliyet karı' olarak 2012-2013 sezonunda 16,2 milyon TL kaydederken bu rakam 2013-2014 sezonunda 8,4 milyon TLde kalmış. Hazırlanan değerlendirme raporunda faaliyet karı olarak 2013 yılında 18,9 milyon TL, 2014 yılında ise 25,3 milyon TL kabul edilmişti. Ve bu kar'ın her yıl artacağı öngörülmüştü. Her ne kadar değerlendirme raporundaki rakamlar 1 Ocak - 31 Aralık tarihleri arasındaki dönem için yazılmış olsa da faaliyet karının her dönem artacağı beklentisi devir sonrası açıklanan ilk raporlarla geçerliliğini kaybetmiş oldu. 


2013-2014 sezonunun getirdiği 128 milyon TL zarar elbette 'özkaynaklar'ı da etkiledi. Özkaynaklar, bu zararın ve Fenerium devrinin etkisiyle eksi 240,5 milyon TLye düştü. Fenerium devri olmasa bile özkaynaklar bu sezonun zararları ile eksiye düşecekti, Fenerium devri sadece oluşan açığı büyülttü. Tabii bu zararın karşılanması için şirket yeni borçlanma yapmak zorunda kaldı. 


Banka kredileri ve ihraç edilen tahvillerin toplamı 31 Mayıs 2012 itibariyle 160 milyon TL iken 31 Mayıs 2013 itibariyle 254,5 milyon TLye (%60 artış), 31 Mayıs 2014'de ise 303 milyon TLye çıkmış (%19 artış). Yeni borçlanmaların tahvil sayısı artırılarak değil (yeni tahviller çıkarılırken 200 milyon TLye artırılması düşünülmüş ama sonra vazgeçilmişti), yeni banka kredileri ile yapıldığı görünüyor. Diğer sportif şirketlerde (bence doğru şekilde) 'finansal borçlar' altında muhasebeleştirilen faktoring borçları FENER raporlarında 'alınan avanslar' altında kaydedilmiş. Eğer faktoring şirketlerinden alınan borç/avans sponsorluk veya reklam hizmeti ile geri ödenecekse bu tutum anlaşılır olur fakat bu tür bir anlaşmanın KAPta yayınlanması gerekirdi. Toplam 77,5 milyon TLlik bir sponsorluk anlaşması duyulmadığına göre tahminen böyle bir durum yok.


Bu grafikten faktoring şirketlerinden 77,5 milyon TL borç/avans alındığı anlaşılıyor. Dediğim gibi eğer bu anlaşma sponsorluk/reklam hizmetini de kapsıyorsa bunun avans olarak kaydedilmesi anlaşılır olur aksi halde bence 'finansal borçlar' altında gösterilmesi gerekirdi. Bu da finansal borçların esasında 304,5 milyon TL değil 382 milyon TL olduğu anlamına gelir.
Aynı şekilde 'gelecek aylara/yıllara ait kombine ve loca satış gelirleri' kalemi dururken 'gelecek sezon kombine bilet satışlarından alınan avanslar' neden 'alınan avanslar'da kaydedilmiş bilmiyorum.


Artan finansal borçlanma haliyle verilen teminat, temlik ve kefaletleri de artırmış durumda. Şirket yaklaşık 15 milyon TL teminat ve 104,5 milyon TL temlik vermiş durumda. Ayrıca Fenerium, Futbol A.Ş. ve Fenerbahçe SK'nın toplam 242 milyon TLlik borcuna kefil edilmiş. SPK kuralları gereği Fenerium Futbol A.Ş.ye devredildiği için kulübün 73,2 milyon TLlik borcuna karşı verdiği kefalet 31 Aralık'a kadar geri çekilmek zorunda. Kulüp bu borcunu kapatmak için kalan Fenerium paylarını şirkete satma yolunu izleyebilir. Kulübün şirkete borcu da grafikte görüneceği gibi Fenerium devriyle kapanmış durumda.

İlişkili taraflar (kulüp ve kulübe ait şirketler) şirkete karşı borcunu kapatırken şirketin 'ilişkili taraflara' yaptığı bazı ödemeler geçen yıla göre dikkat çekici bir biçimde artmış:


Geçen sezon 3 milyon TLde kalan 'stad ve takım giderleri' bu sezon neden bir anda 11,2 milyon TLye çıkmış belli değil. Aynı şekilde geçen yıl kulübe reklam gideri olarak sadece 250 bin TL civarında ödeme yapılırken bu yıl neden 6,2 milyon TL ödeme yapılmak zorunda kalındığı açıklanmamış. Üst düzey yöneticilere ödenen ücret de belirgin şekilde %113 oranında artmış. Üst düzey yöneticilere sağlanan menfaatin şirkete toplam faturası 2,5 milyon TLyi bulmuş; 




Futbolcu transferlerinden kaynaklanan borçlar 31 Mayıs 2014 itibariyle 68 milyon TL civarında. Ayrıca şirketin futbolcular için sakatlık riskine karşı yaptırdığı sigortanın değeri 171 milyon TL.

Borçların (ve zararın) artmasındaki etkenlerden birisinin 'kur farkı' olduğundan bahsetmiştim. Ne yazık ki sportif şirketlerin bir süre önce kurdukları 'Riski Erken Tespit' komiteleri Türkiye'de her dönem güncel olan 'kur riski'ne karşı bir önlem almayı gerek görmemişler. Bu yüzden sportif şirketlerin hemen hemen hepsi dövizin değer kazanması ile birlikte büyük zararlar kaydetmek zorunda kaldılar. Gelecek dönemde de bu risk halen mevcut;


Geçen sezon için (dövizin %10 değerlenmesi durumunda) 9,5 milyon TL olarak öngörülen kur riski bu sezon için 24 milyon TLye çıkmış. Yani dövize karşı olan hassaslık FENER şirketinde artmış. Bu rakamlarda futbolcu ve teknik heyetle yapılan döviz bazlı sözleşmeler dahil değil, dövizin değerlenmesi durumunda onlar da ayrıca bir yük getirecektir.

Tüm bu gelişmeleri toparlarsak; FENER şirketinin 2013-2014 sezonu dönem zararı 128 milyon TL, özsermayesi ise eksi 240 milyon TL. Şirket finansal raporlarda özkaynakları iyileştirmek için bir planı olduğundan bahsetse de, bunun detayını vermemiş;



14 Temmuz 2014 Pazartesi

Son raporlara göre FENER'in finansal durumu ve Fenerium devri (Şubat 2014)

BJKAS'nin finansal durumunu yorumladıktan sonra şimdi FENER'in son (Şubat 2014 itibariyle 9 aylık) finansal raporlarına bakalım. Ne yazık ki FENER BJKAS gibi, hatta ondan daha fazla, detay bilgi vermekten kaçınmış. Hasılat/Satış gelirleri yani şirketin olağan gelirlerin detaylandırıldığı (yayın gelirleri, gişe gelirleri vs.) bilgiler rapora eklenmemiş. Aynı şekilde giderler de yer almamış. Sadece toplam rakamlar üzerinden bir fikir edinebilmek mümkün. Yıllık raporlarda daha detaylı bilgiler verilmek zorunda olunduğundan daha kapsamlı ve net yorumlar yapılabilecektir.

'Bilgi sakınma' sadece ara raporlarla sınırlı değil. Şirket birkaç hafta önce berlirli bir maliyetin altında kalan futbolcu transferlerini de artık KAP'a bildirmeyeceğini açıkladı. Alt sınır olarak belirlenen rakamlar şirketin futbolcu ücretlerini kamuoyundan saklama ihtiyacı hissettiğini gösteriyor (bonservis için 25,5 milyon TL, yıllık ücret için 13 milyon TL - konuyla ilgili yazı: FENER belirli bir maliyetin altında kalan transferleri artık KAPa bildirmeyecek ).  Bu bağlamda artık transferlerin maliyeti ile ilgili KAP'a yapılan bildirimler güvenilirliğini yitirdi. Elbette KAP'a bildirilen rakamlar yanlış olamaz (olsa bile düzeltilmek zorunda) ama verilen bilgi 'gönüllü' verildiği için eksik olabilir. Mesela Diego'nun transferinde KAP'da 'Oyuncuya sözleşme kapsamında garanti, maç başı ve primler dahil olmak üzere ödenecek yıllık ücret tutarı net 3.500.000 EUR' dur' bilgisi yayınlandı. Bu bildirim olası bir 'imza parası' konusunu açık bırakıyor. Aynı şekilde sözleşme kapsamında diğer detaylar da artık açıklanmak zorunda değil. SPK bu uygulamaya karşı şimdiye kadar birşey yapmadı. Eğer bundan sonra da bu 'bilgi sakınma'yı engellemek adına birşey yapmazsa diğer sportif şirketler de aynı yolu seçecek, bu şirketlerin en önemli gider kalemlerinde son yıllarda yaşadığımız 'şeffaflık' yok olacaktır.

Güncel FENER finansal raporlarındaki ana tema 'Fenerium devri'. 'Şirkete ait olan lisans hakkıyla elde edilen gelirin şirkete şişirilmiş bir değerlendirme raporuyla geri satılma' planı gerçekleşmiş gibi (bu konuyla ilgili detaylı yazı: Fenerium'un gelirleri kime ait ve piyasa degeri ne kadar? ).


SPK bu konuya da duyarsız kaldı. En azından bugüne kadar. Kulübün şirkete olan borcu 2 yılı aşkın bir süredir kapatılmaması yüzünden verilen 269.500 TL idari para cezası, sayısız ihtar ve devir için hazırlanan değerlendirme raporunu yerine 2 yeni rapor istenilmesi dışında her hangi bir ses duyulmadı SPK'dan. SPK 7 Ocak tarihli toplantısında devir için 2 yeni rapor istemişti fakat 5 Aralık'ta satış işlemi tamamlanmış görünüyor. O zamandan beri de bu 2 raporla ilgili herhangi bir gelişme yaşanmadı ve bu raporlar (hazırlatıldıysa bile) kamuoyuna açıklanmadı.


Mevcut durum; FB Futbol A.Ş. Fenerium'un yüzde 80'i için 224 milyon TL ödedi. SPK'nın bu gelişme karşısında 'kulağının üstüne yatması' ilginç. Bu yoruma göre başlangıçta aynı Fenerbahçe SK gibi kurdukları sportif şirketlere 'ürün satış hakkını' devreden Beşiktaş JK ve Galatasaray SK bundan sonrası için Fenerbahçe'nin gösterdiği yolu izleyebilirler. Yani şirkete ait olan hakkı kulübün kuracağı bir şirkete cüzi bir kira bedeli karşılığında aktarabilirler. Sonra kulübün kuracağı şirket birkaç yıl faaliyet gösterir, kar düzeyi 2-3 milyon TL arasında gider gelir. Kulüp sportif şirketten borç para alır ve 200-300 milyon TL civarı borçlanır, karşılığında 'ya şu yaptığımız iş ortaya çıkmadan düzeltelim lisans hakkı tekrar şirkete geçsin bu arada borcumuzu sıfırlayalım' diye düşünürler. 'Tamam da bu şirketin değeri borcu karşılamaz ki' diye düşünürken şirket son 10 yılda 2-3 milyon TL kar marjında gidip gelirken bir anda(!) 12-14 milyon TL civarında kar yapmaya başlar. Ve sonuçta devir gerçekleşir. Şirkete ait olan ve kulübün sportif şirketten cüzi bir rakam karşılığı kiraladığı lisans hakkı ile elde edilen gelir, sportif şirkete (son 2 yılda patlayan kar ve gelecek her 1-2 yıllık dönem için %50(!) kar artışı varsayımı sayesinde) şişirilmiş değerlendirme raporunda belirlenen fiyat karşılığında satılır.. Beşiktaş JK ve Galatasaray SK'ya duyurulur. Yatırımcılar da 'ne oldu şimdi ben anlamadım, bu bizim lehimize mi aleyhimize mi' derken, hem konuyu medyanın taraflı yansıtması, hem de görevli kurumların duyarsızlığı yüzünden iş işten geçmiş olur.

Twitter'den bir kaç yorum geldi; Yorumların aksine SPK'nın bu süreçte belki tek doğru kararı stad inşaatının kulüp tarafından şirkete satılmasını engellemekti. 'Stat gelirleri şirketin giderleri de şirkette olmalı' denilmiş ama bu yorumu yapan kişinin, stadın gelirlerinin devri için şirketin kulübe daha önce bir bedel ödediğini, stadın inşaatının satın alınmasının ise şirkete hiç bir şey kazandırmayacağını ama kulübe böylece para aktarılmaya çalışıldığını bilmesi gerekirdi. Aynı kişi 'Galatasaray stad hasılatını sattı, Fenerbahçe'ninki kabul edilmedi, SPK taraflı' demiş. Az önce de yazdım, Fenerbahçe kulübü stad hasılatını daha önce şirkete satmıştı zaten (şirket kurulurken 8 milyon dolarlık bölüm devredilmişti 2011'de ise hasılatın kalan bölümü için bir bedel ödendi). Stad inşaatının fatura edilmesi hem şirketin lehine birşey değil hem ne GS SK, ne BJK ne de TS SK stadlarını şirketlere fatura etmediler. Yani rakiplerde bu işleme izin verilmiş ama Fenerbahçce'ye verilmemiş gibi bir düşünce yanlış. Fenerium konusunu da az önce yeterince yorumladık. Son paragraftan ve daha önceki paylaşımlarından ( Fenerium'un gelirleri kime ait ve piyasa degeri ne kadar? ) konu hakkında detaylı bilgi alınabilinir.

Kulüpler Fenerium örneğinde olduğu gibi şirketten kulübe para aktarımını 'riskli' buluyorlarsa (ki bence bu işlem yasal değil), FENERin son günlerde açıkladığı KAP bildiriminden yola çıkarak şirketin kulübe bağış yapabilmesinin önünü açabilirler. Çünkü SPK buna da şimdilik duyarsız kaldı  (konuyla ilgili yazı: FENER artık bağış ve yardım yapabilecek,..... ama neden? ). Tabii ki şirketlerin bağış yapması anormal bir durum değil fakat hakim ortağın (kulüp) ve şirketin yönetim kurulları aynı kişilerden oluşuyor ve bağış üst sınırı hakim ortağın oyları ile belirlenebiliyorsa, bu kötü niyetli uygulamalara yol açabilir. SPK'nın tutumu belirleyici olacaktır.



Fenerium hisselerinin yüzde 80'ini 224 milyon TL karşılığında satın alınması haliyle bilançoları da etkiledi. Bu devirin muhasebeleştirilmesi 'pooling interest' metoduyla gerçekleştirilmiş. Biraz teknik bir konu olsa da bahsetmemizde yarar var. Varlıklar ve yükümlülükler raporlanmış değerleriyle transfer edilmiş. Varlıklar için 'yeniden değerlendirme' yapılmadığı için de şerefiye oluşmamış. 'Şerefiye' raporlarda görünmeyen değerlerin toplamı ve duruma göre satış fiyatının yüksek veya düşük olduğuna dair bir gösterge olarak görünebilir. Şerefiye yerine satış fiyatı ile 'net varlıklar' arasındaki değer farkı 'özkaynaklar' altında raporlanmış. Fenerium'da net varlıklar 14,5 milyon TL civarında. Net varlıklardan FB Futbol A.Ş.'ye düşen bölüm (hisselerin %80'i alındığı için) 14,5*%80=11,6 milyon TL. Bu satış fiyatından düşülmüş ve 212,3 milyon TL özkaynakların altında kaydedilmiş.

FENER 2013-2014 sezonunun ilk 9 ayında 118 milyon TL zarar etmiş. Az önce bahsettiğimiz devir bedeli ve satış fiyat ile net varlıklar arasındaki değer farkı dönem zararını etkilemiyor. Fenerium birleşmesi (şirket açısından) gerçekleştiği için raporlar bu iki şirket tek bir şirketmiş gibi hazırlanıyor. Tabii karşılaştırılabilir olması için de sezon başından beri ortakmış gibi düzeltiliyor. Kısacası artık gelir ve giderlerin içinde Fenerium gelir giderleri de var ve iki şirket arasındaki alış-verişler bilançodan 'temizleniyor'.


Yukarıdaki tablodan gecen yıla göre satış gelirlerinin (Hasılat, yani yayın gelirleri, gişe gelirleri gibi olağan gelirler) aşağı yukarı aynı kaldığını, giderlerin ise 36 milyon TL arttığını görüyoruz. Giderlerdeki artışın Fenerium'dan mı kaynaklandığını yoksa futbolcu ücretlerinde bir artış mı olduğunu ancak yıllık raporlarda öğrenebileceğiz çünkü bu gelir-gider kalemi detaylandırılmamış. 'Esas faaliyetlerden diğer gelir ve giderler'deki artışın nedeni yükselen dolar/euro kuru. Kur artışı bazı işlemlerde kar sağlasa da bir çok işlemde zarar yaratmış. Toplamda net kur zararı 16,1 milyon TL, bu da Esas faaliyetlerde oluşan zararı açıklıyor. Zararın boyutu FENER'in GSRAY ve BJKAS'ye göre kur riskine karşı az da olsa bir önlem aldığını ve muhtemel zararı azalttığını gösteriyor.


Raporda gelecek dönemde yabancı paranın %10 değerlenmesi durumunda zararın 22,3 milyon TL olacağı belirtilmiş fakat bu rakamın içinde yabancı para üzerinden takip edilen futbolcu/teknik heyet ücretleri dahil değil. Kur riski dolasıyla burada belirtilen rakamdan daha yüksek.

'Genel yönetim giderleri' ve 'Pazarlama, Satış ve dağıtım giderleri'ndeki artışlar muhtemelen Fenerium'un giderlerinin eklenmesiyle oluşmuştur. 'Finansman giderleri'ndeki büyük artış ise sadece devir ile açıklanacak düzeyde değil. FENER'de bu sezonun ilk 9 ayındaki finansman zararı 36,4 milyon TL olmuş; bu rakam geçen yıl aynı dönemde sadece 3 milyon TLdeydi. Bunun nedenleri de ayrıntılanmamış, bu yüzden net bir yorum yapılamaz.

Vergi gelir gideri ve kontrol gücü olmayan payların (Fenerium için kulüpte kalan %20 pay) çıkarılması ile FENER şirketinin 2013-2014 sezonunun ilk 9 ayı için dönem zararı toplam 118 milyon TL olmuş. Geçen yıl aynı süre zarfı için zarar 26 milyon TLdi. Bu zarar ve Fenerium devri yüzünden kaydedilen 212 milyon TL (alış bedeli ile net varlıklar arasındaki fark) sonrasında özsermaye eksi 224,5 milyon TLyi bulmuş. Bu rekor zarara rağmen üst düzey yöneticilerin maliyeti geçen yıla göre 5 kat artmış:


Finansal borçlarda bir değişiklik olup olmadığına bakalım;


Daha önce çıkarılan toplam 100 milyon TL değerindeki tahvillerin vadesi bittiği için 100 milyon TLlik yeni tahviller çıkarıldı. Ayrıca vadesi dolmak üzere olan toplam 150 milyon TLlik banka kredileri uzun vadeli kredilerle yapılandırılmış.


Geçen yılın (2013) Şubat ayına göre yani son 1 yıl içinde FB Futbol A.Ş. 108 milyon TL yeni banka kredisi almış.31 Mayıs'tan itibaren ise yapılandırılan krediler ve yeni çıkarılan tahviller hariç toplamda 54,5 milyon TL yeni kredi kullanılmış. Dolasıyla şirketin ve bağlı ortaklıkların verdiği teminat ve temlikler de artmış:


Özsermayenin eksi 224,5 milyon TLye ulaştığından bahsetmiştik. Bu diğer sportif şirketlerde olduğu gibi 'teknik iflas' anlamına geliyor. Teknik iflasta bulunan şirket, TTK 376. maddeye göre bir bilanço hazırlamalı ve şirkete ait olan aktiflerin satışı halinde sermaye kaybını karşılayabileceğini göstermesi gerek. Bunun için sportif şirketler hem 'maddi olmayan duran varlıklarını' yani futbolcularını hem de gelecekteki muhtemel sponsor gelirlerini bilançoya ekliyorlar. Futbolcular normalde sadece transfer (bonservis) bedelleriyle kayda geçtikleri için 'gerçek' değerleri daha yüksek olabiliyor. Mesela 'yıpranma paylarını' (amortisman giderleri) yok sayarsak, Salih Uçan 1,5 milyon euro ile bilançoda dururken, Krasic 7 milyon euro değeriyle kalıyor. Bu rakamlar oyuncuların güncel değerlerini elbette yansıtmıyor, fakat futbolcular için 'aktif bir pazar' olmadığı için 'yeniden değerlendirme' yapılamıyor ( benzer özelliklerdeki futbolcuların bonservis değerleri ile karşılaştırma yapılamıyor çünkü transfer piyasası aktif pazar olarak kabul edilmiyor). Ancak teknik iflas durumunda şirketin hala sermaye kaybını karşılayabileceğini göstermek için oyuncuları gerçek değerleri ile göstermek mümkün:


FENER şirketinin görüşüne göre kadronun değeri Şubat 2014 itibariyle 368,5 milyon TL. Oyuncuların teker teker değerlendirmelerini görmek daha ilginç olabilirdi. BJKAS daha önce böyle bir değerlendirmeyi KAP'da yayınlamıştı. 3 futbolcu menajerinden kadrodaki oyuncuları değerlendirmeleri istenmiş, 'transfermarkt' adlı internet sayfasındaki değerlere bakılmış, sonrasında ortalama değerler 'gerçek değer' olarak kabul edilmişti. Aynı oyuncu için bir menajer 2 milyon dolar değer biçerken bir diğeri 10 milyon dolar değer biçebiliyordu. Bu örnek bu tür bir değerlendirmenin ne kadar subjektif olduğunun göstergesi. FENER de (diğer sportif şirketler gibi) bu tür bir değerlendirme yaptırmış. UEFA veya FİFA tarafından onaylı bir 'aktif pazar' veya 'futbolcu değerleri veri bankası' gibi bir platform olmadıktan sonra futbolcu değerleri gelecekte de bilançolarda bonservis değerleri ile kaydedilmeye devam edilecektir.