7 Ekim 2014 Salı

2013-2014 sezonu sonunda GSRAY'ın finansal durumu, son 12 ayın finansal performansı - 2

GSRAY'ın 2013-2014 sezonu yıllık finansal raporları ile ilgili ilk yazıda ( 2013-2014 sezonu sonunda GSRAY'ın finansal durumu, son 12 ayın finansal performansı - 1  ) şirketin gelir gider dengesini incelemiş, dönem zararının nedenlerine bakmıştık. Bu yazıda şirketin yükümlülüklerini, borç yapısını ve verilen garantileri özetlemeye çalışacağız.

Dilerseniz banka kredilerinden başlayalım;


Görüleceği gibi geçmiş yıllarda yapılan zararlar genellikle banka kredileri ile karşılanmış ve dolasıyla banka kredileri her dönem biraz daha artmış. 31 Mayıs 2014 itibariyle banka kredilerinin toplamı 2 yıl öncesine göre 2 kat artmış durumda ve 347 milyon TL civarında. Bu kredilerin dağılımlarına bakarsak;


Rakam karmaşası gözünüzü korkutmasın. Sağ üst ve sol alt köşedeki rakamlar aynı tarihlere ait, bir önceki ve bir sonrakı yıllarla karşılaştırılabilmesi için tekrar görüntüledim. Tabloda gösterilmek istenen, kredilerin hangi kuruluşlardan temin edildiği, ne kadar olduğu, hangi faiz oranlarının kullanıldığı ve tabii ki hangi para birimi üzerinden takip edildiği. 31 Mayıs 2012 tarihine geri dönersek, toplam 172 milyon TL değerindeki kredilerin büyük çoğunluğunun (%83) dolar üzerınden takip edildiğini ve Denizbank'tan (ve 2012-2013 sezon sonuna kadar Denizbank önderliğindeki banka konsoryumundan) alındığını görüyoruz. Kredilerin geri kalan 29,2 milyon TL'lik bölümü ise yine Denizbank'tan Euro üzerinden alınmış. Faiz oranları %7,50 ile %8,50 arasında değişmiş.

1 yıl sonra 31 Mayıs 2013 itibariyle 11 milyon TL'lik 'küçük' kredilerin ödendiğini buna karşılık yine Denizbank (ve konsoryumdan) alınan kredilerle banka kredilerinin toplamda 50 milyon TL arttığını, 227 milyon TL'ye ulaştığını görüyoruz. Yeni kredilerin faiz oranı %6,00-%8 marjında tutulmuş, Yalnız burada hangi miktarın %6 faizle, hangi miktarın %8 faizle işletildiğini bilmediğimiz için faiz oranı toplamda düşürülmüş mü yoksa aynı mı kalmış kesin yorum yapamıyoruz.

31 Mayıs 2014 itibariyle banka konsoryumundan alınan kredi tamamen geri ödenmiş ve kapatılmış. Kreditör olarak Denizbank, Denizbank'a ait olan Deniz Faktoring, Fiba Faktoring ve Halk Faktoring görünüyorlar. Deniz Faktoring'i Denizbank'a sayarsak Denizbank'tan toplam 315,7 milyon TL değerinde kredi alınmış. Fiba ve Halk Faktoring'den alınan kredi değerinin toplamı 31,3 milyon TL. Daha önceki yıllarda döviz bazında krediler alınırken yeni krediler TL üzerinden alınmış. 205,7 milyon TL ile en büyük kredinin  (TL) faiz oranı %13,50 ila %16 arasında, Faktoring şirketlerinin (TL) kredi faiz oranları %16 ile %18 arasında. Yine Denizbank'tan alınan (eski kredilerin devamı) 70,8 milyon TL değerindeki dolar kredisinin faizi ise %7,50. Bütün kredilerin toplamı 347 milyon TL'yi buluyor. Bunun %69'u TL üzerinden takip edilen krediler. 347 milyon TL'ye ulaşan krediler için şirket ve kulübün verdiği temlik, rehin ve ipoteklere (TRİ) bakalım;


Tablo esasında kendi kendisini açıklıyor. Sağdaki küçük tabloda yeni alınan kredilerin temlikleri düşük oranda artırdığı, buna karşılık kulübün verdiği kefalet ve ipoteklerin büyük oranda arttığı görünüyor. Kulüp krediler için önceki yıllarda olduğu gibi Sportif A.Ş. hisselerinden %20 pay rehin vermiş durumda. Soldaki tabloda ise renk ayrımlarıyla hangi temlik, ipotek ve rehinlerin hangi kredi için verildiği gösteriliyor. Sadece kulübün Riva üzerine aldığı ipotek ile rehin verilen hisseler tek bir kredi için değil Denizbank ile yapılan genel kredi anlaşması kapsamında verilmiş garantiler. Sınıflandırma yaparken kolaylık sağlaması için bu değerleri en büyük krediyle ilişkilendirdim. Genel kredi anlaşmasına karşılık Riva üzerinde alınan 550 milyon TL'lik ipotek değerlendirme dışında tutulursa krediler için %100 ila %125 oranında temlik, ipotek ve rehin verildiği anlaşılıyor.

Şirketin yükümlülükleri sadece banka kredileri ile sınırlı değil. Gelecek ay ve yılların gelirleri de bir tür yükümlülüktür, çünkü geleceğin gelirlerini erkenden tahsil etmiş oluyorsunuz. Bu tür avanslar genellikle 'hizmet borcu'dur ve ödeme yapılmadan kapanır. Gelirin zamanından önce tahsil edilmesi gelecekteki nakit akışını eksiltir. Mesela sezonluk kombine biletleri veya sponsorluk avansları buna iyi birer örnek. Seyirci sezon başı bir bedel ödeyerek bütün sezon iç sahada oynanacak maçları izleme hakkını satın alır. Bu hizmet sezon içinde peyder pey gerçekleştiğinde yükümlülük azalacaktır ve gelir olarak kaydedilecektir fakat nakit akışı çoktan olmuştur. Aynı şekilde 2 yıllık sponsorluk anlaşmasında alınan avans 2 yıl boyunca bu şirketin reklamının yapılması ile 'ödenir'.


Görüneceği gibi 'hizmet borçları'nın büyük bölümü kombine, vip ve loca satışlarından kaynaklanıyor. Bunlardan şimdiye kadar 112,5 milyon TL nakit girişi sağlanmış. Sponsorluk, reklam ve isim hakkı gelirlerinden alınan avanslar 12,5 milyon TL değerinde. 'Alınan avanslar' bölümünde 'Tacirler Yatırım' ile ilgili 10,5 milyon TL var. Bu sponsorluk anlaşması iptal edildi.  ( Tacirler ile imzalanan reklam ve sponsorluk sözleşmesinin iptal edildi ) Yani bu avans geri ödenmek zorunda, 'hizmet borcu' tanımına artık girmiyor, Geçen sezon ile karşılaştırılırsa gelecek ay ve yıllara ait gelirler 86,5 milyon TL artmış. Bunun nedenlerinden biri muhtemelen bazı vip ve kombine koltuklarının finansman sağlamak adına GS Mağazacılık A.Ş.'ye 2014-2015 sezonu için peşinen satılmış olmasıdır. Bu devir işlemiyle gelecek sezona ait 33,5 milyon TL Şubat 2014'de tahsil edilmişti.Geleceğin gelirlerinin erken tahsil edilip nakit akışını sağlamakta kullanılması kısa vadede bir çözüm sunsa da gerekli önlemler alınmazsa gelecekte şirketin hareket alanını belirgin bir biçimde kısıtlayabilir.

Yükümlülüklerde dikkati çeken bir başka nokta da futbolculara olan borçlar;


Mayıs 2014 itibariyle transferler kaynaklı borçlar 83,5 milyon TL'yi aşmış durumda. Geçen sezon bu rakam 53 milyon TL, ondan önceki sezon da 30 milyon TL civarındaydı. Bu borç kalemi genellikle transferler nedeniyle diğer kulüplere olan borçları içeriyor. Futbolculara olan borçlar ise ayrı bir borç kaleminde. Bu borçlar da son 3 dönemde sürekli artmış. Mayıs 2012'de futbolcu ve teknik kadro borçları 38,5 milyon TL iken, Mayıs 2013'de 46 milyon TL'ye, Mayıs 2014'de ise 62,8 milyon TL'ye kadar yükselmiş.  Bu, Süper Lig'de mücadele eden bir çok Anadolu kulübünün yıllık kadro maliyetini aşabilecek bir rakam. Bu borcun sadece mevcut kadroda yer alan oyuncuları ve sadece 2013-2014 sezonunu kapsadığını varsayarsak, futbolculara yıllık gelirlerinin 3'te 2'sinin ödenmediği sonucuna varırız. Bu da kulüp için olumlu bir tablo değil. Bu tablodaki borçlar futbolcuların 31 Mayıs 2014 tarihine kadar olan hak edinimlerini kapsıyor, yani sözleşme sürelerinin tamamı bu hesaba dahil değil. Gelecek sezonlarda kazanacakları ücretler 'bilanço dışı yükümlülük' olarak takip ediliyor;


Bu tablo şirketin gelecek için hangi yükün altına girdiğini gösteriyor. Mayıs 2012 tablosu biraz daha yukarıya eklenmiş çünkü ilk satırdaki rakam 2012-2013 sezonu için geçerli. 2011-2012 sezon sonunda şirket gelecek 4 sezon için planlama yapmış ve toplam 138 milyon TL'lik yükümlülük altına girmeyi kabul etmiş. Bir sonraki sezon sonunda bu rakam 197 milyon TL'ye çıkarılmış. 2013-2014 sezon sonu itibariyle şirketin gelecek sezonlar için ödemeyi tahattüt ettiği miktar 391 milyon TL.Biir başka deyişle şu anki kadro (31 Mayıs 2014 sonrası yapılan transferler bu hesaba dahil değil) mevcut sözleşmeler ile devam eder, kulüp hiç bir yeni transfer yapmasa dahi gelecek 5 sezonda 391 milyon TL ödeyecek. Tabii sadece sözleşmesi biten futbolcular yerine transfer yapılmaması, kadronun hiç bir şekilde güçlendirilmemesi şartıyla. Yıllık kadro maliyeti benzer düzeyde olan FENER şirketi gelecek sezonlar için 238 milyon TL tahattüt etmiş durumda,

4 Ekim 2014 Cumartesi

2013-2014 sezonu sonunda GSRAY'ın finansal durumu, son 12 ayın finansal performansı - 1

GSRAY'ın finansal raporları UEFA tarafından verilen 'financial fair play' (FFP) cezaları ve kongre öncesi medyada yer alan haberler nedeniyle ayrı bir önem taşıyorlar. (  UEFA finansal fair play kuralı (FFP) ) Bu bağlamda çok da başarılı olunmamış bir sezon sonrası sözleşmeleri devam eden futbolcuların ücretlerinde yapılan zamları mantıklı bulduğumu iddia edemem ( Yazı; Burak Yılmaz, Selçuk İnan ve Fernando Muslera ile yapılan yeni sözleşmelerin Galatasaray'a maliyeti ),

İlk olarak satış gelirlerine bakabiliriz;


Yayın gelirlerinde aynı oranda bir artış FENER yıllık finansal raporlarında da dikkatimizi çekmişti. TFF ya kulüplere ödenen payı ya da yayın gelirlerini artırmış olmalı. Günlük stad hasılatında da 3'te bir oranında bir artış var. 'Reklam gelirleri' geçen yıla göre azalmış olsa da sponsorluk gelirlerindeki artış bu düşüşü karşılamış. Toplamda bu iki benzer gelir kalemi 5,5 milyon TL artmış. 'İsim hakkı gelirleri' GSRAY'da diğer sportif şirketlere göre çok yüksek. Bunun nedeni pek açık değil. Bu gelir kalemi şirket birleşmesinden itibaren her yıl %50 ila %100 oranı arasında artarken geçen sezon bu artış 'sadece' %17'de (42,4 milyon TL) kalmış. Yine de FENER'in 15 milyon TL'lik, BJKAS'nin 10 milyon TL'lik İsim hakkı gelirlerine nazaran büyük ve önemli bir gelir kalemi. Her ne kadar raporda bu gelirin 17,5 milyon TL'sinin kulüpten temin edildiği yazılsa da bütün sportif şirketlerde bu gelirlerin nereden kaynaklandığı daha net açıklanırsa karşılaştırmak (ve sportif şirketler arasındaki farkı anlamak) daha kolay olabilir. Diğer gelir kalemlerinde önemli bir değişiklik yok. UEFA Şampiyonlar Ligi'nden geçen sezon olduğu gibi bu sezon da yaklaşık 58 milyon TL gelir elde edilmiş. Toplamda 'Satış Gelirleri' 27 milyon TL artmış. Gelirlerden sonra bir de giderlere göz atalım;


Giderlerde ilk göze batan gelişme tabii ki futbolcu ücretlerindeki 40 milyon TL'lik, teknik kadro ücretlerinde ise 10 milyon TL'lik gider artışı. 2012-2013 sezonu sonunda 2 yıl üst üste şampiyon olmuş bir kadrodan bahsettiğimiz düşünülürse bu toplam 50 milyon TL'lik artışın ne kadar gerekli ve zaruri olduğu tartışılır. Kadro değeri arttığı için bu varlığın yıpranma payına işaret eden amortisman giderleri (bonservislerin yıllara dağılımı) %40 oranında artmış. Hem kadronun 'zenginleşmesi' hem de oyunculara sunulan imkanların artması dolasıyla futbol takımı ile ilgili diğer gider kalemleri (kamp, spor malzemeleri, sosyal, sağlık ve sigorta giderleri) geçen yıla göre toplam 10,5 milyon TL artmış. Taraftarlar da bu gelişmeye uyum sağlayıp TFF tarafından verilen cezaların %127 oranında artıp 3,8 milyon TL'ye ulaşmasında pay sahibi olmuşlar.

Giderler tablosunda 'diğer giderler' altında toplanan 13,5 milyon TLnin ne olduğu hakkında bir bilgi verilmemiş. Bonservis giderleri bu giderler içinde yer alıyor olabilir ama bonservis giderlerini ayrı bir gider kaleminde kaydeden FENER şirketinde de 'diğer giderler' altında 13,8 milyon TL muhasebeleştirilmişti. SPK bu gider kalemi hakkında daha fazla bilgiye gerek olup olmadığını bence tekrar tartışmaya açmalı. 'Diğer giderler'de pek bir bilgi elde edemesek de 'güvenlikçilerin' düşünüldüğü kadar kötü kazanmadıklarını öğreniyoruz. Zira 2013-2014 sezonunda 'güvenlik hizmetleri' için 4,4 milyon TL ödenmiş.

'Personel giderleri' dikkat çeken bir başka gider kalemi. Burada %65'lik artış söz konusu. Danışmanlık giderleri ile birleştirilirse geçen yıla göre 5,5 milyon TL fazla para harcanılmış. 'Satış Giderleri'nin toplamda geçen yıla göre 86 milyon TL arttığını görüyoruz.


Bu gelişmeler sonucu brüt zarar (futbolla ilgili olağan gelir giderler dengesi) geçen yıla göre 60 milyon TL yükselmiş. UEFA FFP kriterlerinin her geçen gün biraz daha önem kazandığı bir ortamda bu zarar artışı tehlikeli. Çünkü gelir gider dengesindeki farkı küçültmek, büyültmekten çok daha zordur.

Az önce artan personel giderlerinden bahsetmiştik. Danışmanlık ücretlerini de hesaba katarsak 'satışların maliyeti'nde bu sezon 18,5 milyon TL personel gideri olmuş. Bu rakam geçen yıl 12,7 milyon TL civarındaydı. 'Genel yönetim giderleri'ndeki personel ve danışmanlık giderlerini de bu hesaba eklersek 2013-2014 sezonunda toplam 32 milyon TL personel gideri yaşanmış. Geçen yıl bu rakam 21 milyon TL'de kalmıştı. Yani 11 milyon TL - %50 oranında artış sağlanmış.


Bu giderlere 'üst düzey yöneticilere sağlanan faydalar'daki %80 oranndaki artış da dahil. Üst düzey yöneticilerin şirkete maliyeti 4 milyon TL'yi bulmuş. Personel giderleri bu şekilde artmışken çalışan 'diğer' personel (yani futbolcu, teknik kadro, sağlık ekibi harici çalışanların) sayısı 280den 118e düşmüş. Ya şirket yönetimi personel sayısını azaltmaya çalışırken yüklü tazminatlar ödemek zorunda kaldı ve bu yıllık giderleri artırdı veya şirket maliyeti düşük ama sayısı fazla personel yerine az sayıda ama maliyetli personel tercih ediyor. İlk ihtımal gerçekse gelecek yıllarda (yeni yönetimler personel sayısını yine artırmaz ise) personel giderleri belirgin oranda düşecektir.


'Esas Faaliyetler'de kur farkından oluşan zararlar ve ayrılan karşılıklar bulunuyor. 'Ayrılan karşılıklar' altında Abdul Kader Keita transferi yüzünden Olimpic Lyon'a ödenmesi gereken 2,8 milyon TL var. Her ne kadar CAS'a başvurulmuş olunsa da FİFA nezdinde haksız bulunulduğu için bu karşılık ayrılmak zorunda kalınmış. Ayrıca Orduspor'dan Stancu transferi nedeniyle açık olan 6,1 milyon TL'lik alacak Orduspor'un finansal sıkıntıları yüzünden 'şüpheli alacak' olarak sınıflandırılıp karşılık giderlerine eklenmiş.

Bu son finansal raporlarda yeni bir bölüm açılmış; 'Yatırım faaliyetlerinden gelir ve giderler', Daha önce 'Esas faaliyetlerden diğer giderler' altında kaydedilen 'futbolcu satış karı/zararı' artık ayrı bir bölüm altında muhasebeleştiriliyor. 'Futbolcu satış zararı' nasıl oluşabilir? Bir örnekle açıklamaya çalışalım; Bir oyuncu 6 milyon TL bonservis ile transfer edilirse 'maddi olmayan duran varlıklar' 6 milyon TL değer kazanır. Anlaşma mesela 3 yıllık ise her geçen yıl 2 milyon TL 'amortisman giderleri' oluşur ve maddi olmayan duran varlıklar 2 milyon TL azalır. yani bir yıl sonra bu oyuncu bilançoda 4 milyon TL ile yer alır. Eğer oyuncu bu süre zarfında 4 milyon TL'nin altında bir bonservis ile transfer olursa aradaki fark 'futbolcu satış zararı' altında kaydedilir. Bir anlamda şirket 'futbolcu yatırımı'ndan zarar etmiş olur.

Şimdiye kadar konu ettiğimiz gelir ve giderlerde bir eksik dikkatinizi çekmiştir muhakkak; ürün satışları...Şirket ürün satışlarının yapıldığı GS Mağazacılık A.Ş.nin %50,10 oranındaki payını 90,2 milyon TLye kulübe sattı. Şirket artık 'hakim ortak' olmadığı için de ürün satışları gelir ve giderleri bilançolarda görünmüyor. Gelecekteki raporlarda 'sadece' GS Mağazacılık A.Ş.'nin özkaynaklarının değerlenip değerlenmediğini öğreneceğiz. GS Mağazacılık kar yaparsa GSRAY (GS Sportif A.Ş.) şirketi de pay oranına göre gelir kaydedebilecek..Satış bedeliyle net varlık değeri arasındaki fark şirketin gelir ve gider tablosunda 'bağlı ortaklık satış karı' altında kaydedilmiş ve dönem zararını 'hafifletmiş'.Zira bu satış işlemi olmasaydı dönem zararı 87 milyon TL daha yüksek olabilirdi.


'Esas faaliyet zararı' 141,4 milyon TL iken (geçen sezon 59,4 milyon TL'di), satış işlemi yardımıyla 'finansman öncesi faaliyet zararı' 55 milyon TL'de kalmış (geçen sezon 64,5 milyon TL). Finsansman giderlerinde ise tahsisli sermaye artırımı sonrası şirketin kulübe ödediği faiz giderinden kurtulduğu görünüyor. Yeni alınan krediler faiz giderlerini 12 milyon TL civarında artırmış.


Dövizin değer kazanmasının şirkete büyük zarar verdiği anlaşılıyor. Sadece finansman giderlerinde 30,5 milyon TL kur farkı zararı var. Esas faaliyetlerdeki 8,8 milyon TL'lik kur farkı gideri ile birlikte 39,3 milyon TL'lik kur farkı yönetimin zamanında alacağı bir önlem ile engellenebilirdi. Yönetim geç de olsa kredi yapısını kur riskine karşı düzenledi. Bunu bir sonraki yazıda ele alacağız.


Esas faaliyetler, yatırım faaliyetleri ve finansman faaliyetleri sonrası zarar 114 milyon TL'ye ulaşmış durumda (geçen sezon 110 milyon TL). 'Durdurulan faaliyetler' ile kastedilen ürün satışları. Geçen sezon ürün satışlarından 10,5 milyon kar elde edilmişken bu sezon 3,5 milyon TL zarar edilmiş. Bu gelir gider kalemi ürün satışları artık GSRAY kontrolünde olmadığı için olmayacak. Oradaki gelişmeler şirketin pay oranına göre 'Özkaynak yöntemiyle değerlenen yatırımlar' altında takip edilecek.

Şirketin 2013-2014 sezonundaki dönem zararı 117,5 milyon TL. Geçen yıl zarar 100 milyon TL civarındaydı. GS Mağazacılık'ın satışı ile 87 milyon TL kar sağlanmış olsa bile zarar 17,5 milyon TL artmış. 2013-2014 sezonunda gerçekleşen tahsisli sermaye artırımı ile kulübün şirkete dahil ettiği 172,5 milyon TL'lik fon gerçekleşen zarar yüzünden şirketin özkaynaklarının artıya geçmesine yetmemiş. Geçen sezon sonu eksi 70,5 milyon TL'de olan özkaynaklar, 172,5 milyon TL'lik fon girişi ile artı 102 milyon TL'ye ulaşsa da 2013-2014 yapılan 117,5 milyon TL'lik zarar özkaynakların tekrar eksi 15,5 milyon TL'ye düşmesini sağlamış.

Yazının ikinci bölümünde GSRAY şirketinin borç yapısını inceleyeceğiz.